Neler yeni

IRCForumları - IRC ve mIRC Yardım ve Destek Platformu - İRCforumlari

Duyuru; 📢

Forumda 'Tanıtım Yazısı' şeklinde Sitelerinizin Tanıtımını Yaparak sitenizi yükselte bilirsiniz.İRCForumları Ailesi İyi Forumlar Diler.!

PM Kuralları; 📢

Forumunda yer alan bir konuya istineden kesinlikle (özel mesaj) yolu ile destek talep etmeyiniz, zira bu tip alınan mesajlar kesinlikle cevapsız kalacaktır. İlgili konuya istinaden forumda destek konusu oluşturunuz.

İçerik hk; 📢

Sizde bilgi deneyim sahibi olduğunuz konu ve alanları forumda kolayca paylaşarak daha geniş kitlelere ulaşmasını sağlayabilir, oluşturduğunuz ticari konular sayesinde kazanç elde edebilirsiniz.

Sosyal Medya Paketleri sohbet sohbet Reklam Reklam Reklam Sohbet Zamanı Reklam Reklam

~O ELBİSEYİ BİR GÜN GİYERSİN. BENİ BİRGÜN SEVERSİN~

Yazar Suat Özge

Yeni Üye
17 Şub 2022
12
4
3
~O ELBİSEYİ BİR GÜN GİYERSİN.BENİ BİR GÜN SEVERSİN ~

Aklı ermeğe başladığında evdeki tartışmaları da çocuk aklıyla hissetmeye başlamıştı. Annesi Gülizar hanım ve Babaannesi ile bitmek bilmeyen bir çatışma içindeydi. Halasıda Babaannesinin destekçisiydi ama Sedef sadece evde sürekli olan kavgaları görebiliyor içeriğini anlayamıyordu. Babası ise ne kadar olayları yatıştırmaya çalışsada işin içinden çıkamıyordu ki...Çocukluğuna ve annesine dair en net hatırladığı şey, annesinin ona aldığı bir oyuncak bebekti. Üzerindeki elbiseyi okadar beğenmişti ki Sedef... Annesinin elbise dikebildiğini gördüğü içinde,
-"Annecim ne olur tıpkı bebeğimin üzreindeki elbiseden dik bana. Okadar çok seviyorumki o kırmızı elbiseyi-" diye tuttururdu.

Gülizar hanım kızının çok istediği elbiseyi dikmeye başlayacaktıki olanlar olmuştu.O gün kaynanası elinde bir mektupla bağıra bağıra girdi salona. Küçük Sedef ailesiyle birlikte yediği son yemek olduğunu nereden bilebilirdiki o an....Ağza alınmayacak sözlerden sonra,
-"Sen nasıl aldatırsın oğlumu? Hiç utanmanda yokmuş. Defol bu evden. Yoksa elimden bir kaza çıkacak-" derken sinirden deliye dönmüş halde, oğlu Halit bey'e uzattı mektubu...Gülizar hanımın ağzından yazılmış aşk mektubunu okuduğunda sendelemişti Halit bey... Sonrasında ise çok büyük bir kavga çıktı.Gülizar hanım herkes üzerine gelince kendisini savunmamıştı bile.Ağlamaya başladı. Halit bey ise eşi Gülizar hanımı saçlarından sürüye sürüye kapının dışına sürüklerken, Sedef olanları anlamaya çalışıyordu...Gülizar hanım değersiz bir eşya gibi dışarıya atıldığında evladından ayrılmak istemediği için kapıyı yumruklarken açmaları için nefesi kesilene kadar bağırmış ve ağlamıştı o anlarda ....

Herkes duymazdan gelmişti onun sesini. Ve akşaöa kadar bekleyip, kapıyu açmadıklarında ise evladından ayrı düşüp baba evine dönmüştü per perişan halde... Halit bey annesinin getirdiği birçok mektubu da gözyaşlarıyla okurken kızına sarıldı uzun uzun. İçi alev alev yanıyordu. ..
-"Yarından tezi yok boşanma davası açacağım. Kızımıda bırakmam o insafsız kadına. Anne ablamada söyle toparlayın eşyaları. Taşınıyoruz bu şehirden-" dediğinde küçük Defne annesini istediği için hiç durmadan ağlıyordu. Annesinden ayrılmak istrmiyordu...
-"Annem bana söz verdi. Bebeğimin elbisesinden dikecekti. Neden ağlattınız onu?-" diye sorgularkrn küçük aklıyla, sorularına da cevap alamıyordu.

Üç gün içinde toparlanıp Antalya nın Manavgat ilçesine taşındılar. Ve o günden sonra ise hem halası hemde babaannesi annesinin ne kadar kötü bir kadın olduğunu anlatarak büyüttükler Sedef'i... Küçücük yüreği büyük bir kin besledi sonrada annesine... Babasına yaptığı haksızlığın hesabını günü geldiğinde soracaktı annesinden...Öyle söz veriyordu kendi kendine

Okula halasının elini tutup gittiğinde arkadaşları annelerinin elini tutarak okulun kapısından girdiğini gördüğünde içi cız ederdi. Sınıfında en arka sıraya geçer sessiz sessiz ağlardı sonra...Ağladıkça daha da kinle dolardı içi.

Ara sıra annesi hıçkırıklarla arardı evin telefonunu. Herdefasında yüzüne kapatır bir daha da aramamasını söylerdi... Ortaokul çağlarına geldiğinde ise yine birgün annesi aradığında sinirle telefonu açmış, sonrada,
-"Arama diyorum anlamıyorsun? Benim annem yok.Öldü benim annem.Babam senin yüzünden hasta oldu. Biliyormusun? Kinim sana hergeçen gün dahada büyüyor. Eğer babama birşey olursa, olurda bir gün sende karşıma çıkarsan seni ellerimle öldürürüm-"demiş ve yüzüne kapatmıştı telefonu...

Halit bey aradan on beş sene geçmesine rağmen çok sevdiği eşinin kendisini aldatmasını hiç ama hiç kabullenememişti. Günden güne eridi. Daha da suskunlaştı. Kızı olmasa belki bukadarda dayanamazdı. Annesi ve ablası ne kadar ısrar etsede hiçkimseyle evlenmedi birdaha...Sonraki yıllarda ise ablası evlenmiş, kızı Sedef ve annesi Zehra hanımla yaşamaya devam etmişlerdi.

Ve Gülizar hanımdan boşandıktan tam dokuz yılsonra vefat etti Halit bey. Sedef'in kolu kanadı kırılmış, en büyük dayanağı babasını kaybetmesi yüreğini kor alev olup yakmıştı adeta...

Babasının mezarının başından ne halası ne babaannesi alamamıştı onu... Herkesi gönderip mezarın başında tek başına kalmak istedi. Dertleşmek, konuşmak istemişti babasıyla.Çünkü o ölmemiştiki. Yüreğinde yaşatacaktı babasını. Bu defa cevap veremeyecekti ama içini dökecekti son bir defa biricik babasına...

Herkes gittiğinde ise bir karaltı gördü mezarlıkta. Elinde bir çiçekle gelen kişi annesiydi.Öyle çok ağlıyordu ki üstelik. İyicr baktı yüzüne. Evet oydu. Resimlerden tanımıştı onu. Rahmetli babasının atmaya kıyamadığı resimlerinden tanımıştı annesini...

O an bir hışımla kalktı yerinden.Ve yakasını tuttu annesinin. Ne yüzle mezarlığa geldiğine dair hesap sordu. Bağırdı çağırdı... O bağırdıkça Gülizar hanım dahada ağlıyordu... Zaten oldukça zayıflamış incecik kalmıştı. Rengi benzi sapsarıydı. Hiçte resimlerdeki gibi görünmüyordu.... Solgun ve halsiz gibiydi... O gün Sedef mezarlıkta, defalarca işlediği günahı annesinin yüzüne vurdu. Ve kovdu Gülizar hanımı orada...

Eve döndüğünde Ruh gibiydi Sedef.Artık hiçbirşey eskisi gibi olmayacaktı. En büyük dayanağı babası yoktu hayatında...

Ertesi gün bir avukat çaldı kapılarını. Son zamanlarda babası Halit beyin işlerinin oldukça kötü olduğunu fakat bunu ailesine hissettirmemeye çalıştığını anlatmıştı. Bir yığın borç kalmıştı babasından geriye... Ve evlerinin bile satılacağını öğrendiklerinde babaannesinin odasına gidip bir saat kadar ağlaması pek bir üzmüştü Sedef'i...

Ellerinde som kalan parayla küçük bir mahalledeki eski bir eve taşınmışlardı babaannesiyle.Yarım günlük işlerde çalışmaya başlamış biryandanda okulunu aksatmamaya çalışıyordu Sedef. Ve annesi olur olmaz yerlerde karşısına çıkıyordu sürekli. Bazen okulun kapısında. Bazen sokakta. Bazende otobüs durağında karşısına dikiliyor,
-"Dur kızım. Ne olur dinle... Benimde anlatacaklarım var sana. ALLAH aşkına dinle-" desede, Sedef'in karşılığı hep,
-"Defol git başımdan. Çıkma diyorum karşıma. Eğer birdaha beni rahatsız edersen polis çağırır şikayetçi olurum senden-" demek oluyordu. Birkaç defa daha kızının karşısına dikildi yine Gülizar hanım. Sedef'in omuzlarına aldığı ağır yük öyle canını yakıyor duki. Bir defasında eline bir mektup tutuşturduğunda Sedef gözlerinin önünde okumadan yırtıp atmıştı mektubu... Başka bir zaman ise annesini yine yanından kovduğunda çantasında bir mektup bulmuş,mektubun annesinden olduğunu görünce yine okumadan yırtıp atmıştı... Babasını hasta eden, babaannesini her gece gözyaşlarına boğan kadının yüzünü görmek bile istemiyordu....Kötü bir kadın olan annesinden nefret ediyordu.

Gülizar hanımda sürekli evladı tarafından kovulmaktan usanmış olacakki birdaha çıkmadı Sedef'in karşısına.

Bir kış vakti hiçbiryerde iş bulamadı Sedef. O ayki kirayı nasıl ödeyeceğini düşünürken, genç bir çocuğun kafedeki her masaya iş ilanı bıraktığını görmüştü...

Kendi masasına da bırakılan kağıtta okuduğu ilanda ise bir terziye vasıflı vasıfsız eleman alınacağı yazıyordu. Hiç düşünmeden heyecanla ve umutla kalktı yerinden. Ve kağıtta yazılı adresi buldu.Terzi dükkanının sahibi Vildan hanımla konuşup anlaşmıştı. Ve o günden sonra orada çalışmaya başladı Sedef. Vildan hanım ise okadar yakınlık göstermiştiki Sedef'e... Çok kısa bir sürede aralarında çok büyük bir bağ kuruldu.Hiç evladı olmamış Vildan hanım'ın. Belkide bu yüzden iyi davranmıştı Sedef'e...Üç sene boyunca o terzide çalışıp evlerinin geçimini sağlamıştı Sedef...

Üniversiteyi kazandığında ise başka bir şehre gitmek zorunda kaldı.Vildan hanımı ise hiç unutamadı.Yaptığı iyiliklere, gösterdiği sevgiye onun için dualar ederek karşılık vermeye çalıştı. Ama üniversite için gittiği şehirdede babaannesine para göndermek için yine çalışması gerekiyordu.Rahmetli babasının,
-"ALLAH seni iyi insanlarla karşılaştırsın kızım-"duası belkide kabul olmuştu yine.

Üniversite için gittiği o şehirde sokakta yürürken bir kapkaççı çantasını çalmış, küçük bir börekçi dükkanından telaşla koşan yaşlı bir kadın düştüğü yerden kaldırmıştı Sedef'i. Birkaç gün onu idare edecek parasının çalındığından yakınan genç kızın haline acımış olacak ki, önce börekçi dükkanında çalışmayı teklif etmiş, gidecek yeri olmadığını anlayınca ise kader arkadaşlığı yapması için evine davet etmişti genç kızı... Ve tamı tamına dört sene üniversiteyi bitirene kadar Hayriye teyzenin evinde yaşayıp,yarım günde börekçi dükkanında yaşlı kadınla birlikte çalıştı Sedef. Ve kazandığı parayla ise babaannesine hep para göndermişti... Dördüncü senenin sonunda ise öyle zor ayrılmıştı ki Hayriye teyzeden....Okadar sevmiştiki yaşlı kadını. Sanki araların da kan bağı varmış gibi hemde.

Babannesinin yanına döndüğünde ise artık yaşlı kadın elden ayaktan iyice düşmüştü. Bakıma muhtaçtı. Ve yine elde avuçtaki bitince zor duruma düşmüştü Sedef.Çalışmak istese babaannesini bırakıp çalışamıyordu ki. Tam da o günlerde büyük sıkıntılar çektiği bir an ekmek almaya çıktığında başı dönmüş ve yol ortasında bayılmıştı. Genç bir adam hemen hastahaneye götürmüştü Sedef'i... Ve doktorun söylediği ilaçları bile almıştı. Sedef kendisine yardımcı olan genç adamdan okadar etkilenmiştiki...O günden sonra ne zaman sokağa çıksa Barış'ın onu beklediğini gördü... Ve kısa sürede güzel bir arkadaşlık kurdular...Belliki Barış ta ondan etkilenmişti. Bu arkadaşlık sevgiye dönüştü aylar içinde... Ve nişanlanmaya bile karar vermişlerdi. Barış' ın anne babası da okadar iyiyiydi ki. Tanıdıklarında çok sevmişlerdi Sedef'i...Ve Barış sevdiği kızın hasta babaannesine bakmaya bile razı olmuştu.

Barış bir gün sevdiği kızın evin kapısına geldiği an aynı zamanda bir kargo paketi getirilmişti Sedef' e. Ve hemen ardından evin telefonu çalmıştı. Koşup baktığında annesiydi arayan. Ve elbiseyi kendisinin gönderdiğini söylüyordu... Nefesi kesik kesik geliyordu sanki Gülizar hanımın. Sedef'e küçükken verdiği sözü tutmak için,çocukluğunda çok sevdiği bebeğin üzerindeki çok sevdiği kırmızı elbiseyi dikmişti söylediğine göre. Elbiseyi nişanda giymesini istediğinde yine bağırıp çağırmıştı Sedef...
-"Kızma kızım. O elbiseyi bir gün giyersin. Beni de umarım bir gün nefretle anmaz seversin-" dediğinde sinirle yüzğne kapatmıştı telefonu. Tam elbiseyi çöpe atacakken ise Barış mani olmuştu. Ve elbiseyi dolabın üst rafına koyup nişan alışverişine çıkmışlardı olanları unutarak...

Nişan'a bir ay kaldığında ise babannesinin durumu oldukça kötüleşmiş hastahaneye kaldırmışlardı.I gece dahada kötüye gitti yaşlı kadının durumu. Ve son anlarında Sedef'in elini tutup kendine yaklaştırmış, ve
-"Affet beni kızım. Ne olur affet. Anneni babandan ayırmak için iftira attım. Ve bu azap ömrğm boyunca yedi bitirdi beni. Annenin hiçbir suçu yok. Babanı aldatmadı. Öyle seviyorduki babanı. Ama ben onları ayırdım-" demişti belli belirsiz... Ve son nefesini vermişti dakikalar sonra ...

İnanamadı Sedef.Yüreği yangın yeriydi...Cenazeye ise lise yıllarında ona iş veren, Sedef'e evladı gibi değer veren terzi Vildan hanım, üniversite yıllarında evini vr börekçi dükkanını ona açan Hayriye hanım, nişanlısı Barış ve anne babası katılmıştı... Cenazeden sorna Vildan hanım ağlayarak bir mektup çıkardı cebinden... Ve Sedef'e uzattı...Sedef hayrtle baktı mektuba. Üzerinde annesinin ismi yazdığı için garipsemişti. Mektupta ise,
-"Benim güzel kızım ben babanı ölesiye seviyordum biliyormusun? Hiç aldatmadım onu. Sevgimizede kendimede leke getirmedim. Ama öyle bir iftira attılar ki üzerime. Yapışıp kaldı çıkaramadım. Kızımı asla bırakamazdım. Ama yanına bile yaklaştırmadılar... Bende sana kendim annelik yapamayınca sana annesizliği hissettirmemenin yollarını aradım durdum. Ve harakete geçtim senin en zor zamanlarında. Lise yıllarında yanında çalıştığın, ve sana bir anne sevgisiyle yaklaşan o terzi kadın öz kardeşim Vildan'dır. Görmediğin anne sevgisini kardeşimden gör istedim. Sana üniversite yıllarında evşnin kapılarını açan sana iş veren ise annemdir.Onca seneden sonra isimlerini değiştirerek hayatına soktuğum teyzen ve anneanneni içindeki bana ait nefretle tanımamana şaşırmadım. Çünkü benim hakkımda herşeyi unutmak istemişsin belli. Nişanlın Barış ise ahiretliğim can arkadaşımın oğludur. Çok iyi çocuktur. Şükür seni gördüğünde çok beğendi.Sende onu bependiğinde ne kadwr mutlu oldum bilemezsin. Ve eminimki o ahlaklı çocuk seni bir ömür çok mutlu edecek. Kaynanan sana benim veremediğim sevgiyi verecek canım kızım. Sen benden nefret ederken elimden ancak bunlar geldi. Sen gerçekleri öğrendiğinde ben hastalığıma yenik düşmüş olacağım. Seni çok seviyorum. Nişanında giyeceğin o elbise sana çok yakışacak-"yazıyordu

Bir ay sonra ağlayarak giydi nişan elbisesini Sedef. Nişanlısı Barış'ın ellerinden tutup salına girdiklerinde, elleri patlayıncaya kadar kendisisini alkışlayan teyzesi ve anneannesini gözyaşlarına boğulmuş halde görünce okadar kötü olmuştuki. Öldükten sonra çok ama çok sevdiği annesinin oturduğu koltukta saçlarını okşadığını hissettiğinde sicim gibi gözyaşları kayıp gitti yanaklarından...Mutluluğunu annesine borçlu olduğu için okadar iyi hissediyorduki. Başını yukarı kaldırdı sonra. Ve nişanlısı dahi duymadan defalarca teşekkür etti annesine.

#Yazar #Suat #Özge
 
Benzer konular Forum Tarih
Y Amatör Hikayeler 0 1K
Y Amatör Hikayeler 0 2K

Benzer konular

shape1
shape2
shape3
shape4
shape7
shape8
Üst